Korgan Bitki Örtüsü

0
1060

Kıyıdan bakı ve toprak şartlarına bağlı olarak meydana gelen seyrek ve fakir bir bitki örtüsünün Korgan-Fatsa sınırına kadar devam ettiği görülmektedir. Yayvan yapraklı orman kuşağında görülen seyrekleşmenin asıl nedeni büyük bir tahribe uğramasıdır. Ormanın ancak insanların ulaşamadığı sarp ve engebeli yerlerde korunabildiği görülmektedir. Fatsa- Korgan sınırından itibaren yükseltinin artmasından ileri gelen sıcaklık azalışı ve yağış artışı gibi iklim özellikleri bitki örtüsünün de görünüş ve yapısında kendini gösterir. Orman örtüsünün de zenginleştiği görülür.

Tür bakımından zengin, gür, nemli ve daha ziyade yayvan yapraklıların üstün olduğu bir formasyon olarak değerlendirilebilir. Bu orman örtüsünün asıl elamanı gürgendir. Ayrıca kızılağaç, kestane, akasya, ceviz, halkın beyaz kavak dediği titrek kavak, ıhlamur, me­şe, tüm yıl boyunca yeşil kalan (yapraklarını düzenli dökmeyen) sarmaşıklar, böğürtlen, yöre halkının ağaç süpürge yapmada kullandıkları ağaç veya çalı çileği, yer yer yabani fındık, taf­lan, yabani erik… vb. başlıca türlerdir. Ormanının ortadan kaldırıldığı sahalarda orman altı florası bir hayli gelişmiştir. Bu orman altı florasının karakteristik bitki topluluğunun en bili­neni halkın ağu çiçeği olarak adlandırdığı sarıçiçeklisi olan (Rhododendron flavum) orman gülleri olmakla birlikte daha nemli ve kuytu yerlerde mor çiçeklisi (Rhododendron ponticum) de görülür. 1500 metreden sonra ormanın yavaş yavaş seyrekleştiği, yerini ot topluluklarının aldığı görülmektedir. Orman sınırı bu kesimin birçok yerinde yazın nüfuslanan yayla alanla­rından aşağıya doğru meydana gelen tahribat ile önemli derecede alçalmış bulunmaktadır. 42 Bugün gölgelenmek için ağacın dahi olmadığı başta Turnalık, Kabaduzla, Karacuk Yaylaları, daha bu yüzyılın ilk yarısına kadar ormanlarla iç içe olduğu halde aşırı tahribat neticesinde orman sınırı aşağılara kaymıştır. Hatta Kabaduzla Yaylası’nın kuzeyinde bulunan Yayla Dağı olarak adlandırılan sahanın ormanlarla kaplı olduğunu sözlü kültürden gelen bilgilerden Gülizar BOLGI “Oğlum, ormanın sıklığından Kabaduzla Yaylası’ndaki evimizden 100 met­re ormana girmeye, yabani hayvanlarla karşılaşmaktan korkardık, ormanın gürlüğünden kuşlar zor uçardı ” demişti.  Büyüklerimizin sözlü kültürle aktardıkları bu bilgilerin geçtiği yerlerde gölgelenmek için kalmış bir tane gürgen ağacını bile bulmak mümkün değildir. Bu durum yaylalar kuşağında ormanın ne derece tahrip edildiğini göstermektedir. Bu tahrip 1940’lı yıllarda başlamış, 1950’li yıllardan itibaren hızlanmıştır.

 

Canik Dağları’nın zirvelerinde alpin çayırlar olarak adlandırılan daima yeşil ka­lan sık ve gür, çayır ve ot toplulukları hakimdir. Yüksek yaylaları örten bu bitki topluluğu kısa süren gelişme devresine, bol ışığa, şiddetli fırtınalara, düşük sıcaklıklara ve toprak sıcak­lığının büyük değişikliğine uyum sağlamıştır.45 Kış mevsiminin uzun sürdüğü yaylalar kuşa­ğında, yaz mevsiminin serin geçmesi çok çeşitli otsu bitki türlerinin yayılmasına neden ol­muştur. Bu yükseltide yer yer süpürge çalısı, yabani erik kiren, müşmüla yabani çilek böğürt­len, kekik,   vb. bulunmaktadır. Bu kuşakta sık ve gür çayırların bol olması hayvancığın gelişmesinde temel neden olarak görülmektedir.

Korgan’da orman alanları, başta fındık bahçesi ve tarım alanı oluşturmak, yaka­cak ve yapacak temini için büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Ormanlar ancak, Yalman, Belelan, Îteniçi ile yer yer Terzili, Beypınarı, Soğukpınar ve Yeşilalan Köyü ile Tepealan Beldesi’nin ulaşılması zor olan engebeli ve sarp yerlerinde tutunabilmiştir.46 Son yıllarda Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan orman bakım, gençleştirme ve dikim çalışmaları ile orman alan­ları 1987-2007 yirmi yıllık dönemde 296,3 hektar alan orman alanına kazandırılmıştır.47 Kor­gan Orman İşletme Şefliği kontrolünde bakım, dikim ve gençleştirme çalışmaları devam et­mektedir.

Kaynak: Mustafa BOLGİ Korgan Tarihi Coğrafyasının Altyapısı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz